Browsed by
Month: Temmuz 2025

AVARE

AVARE

Önce yaparım sonra düşünürüm
Bilmem ki ben plan yapmayı
Nedir o dediğiniz hesaplar
Yabancıyımdır ben hayatınıza
Gelir geçer genelde hayatım
Saplanıp kalmam bir şeye
Önce yaparım sonra düşünürüm
Bilmem ki ben plan yapmayı
Hesabım yoktur ki uysun çarşıya
Kendiliğinden gelişir uçsuz bucaksız
Hesapsız kitapsız
Önce koşarım sonra dururum
Bilmem ki ben plan yapmayı
Derler bana avare
Siz çok düşünürler değil misiniz avare?
İşim çoktur benim
Kaybedecek vaktim yoktur düşünmeye
Sorarım şimdi, kimdir avare?
Biraz başı boş biraz aylak
Yabancıyımdır bu meretlere
Düşünürler iyi bilir
Düşün düşün…

FELEĞİN ÇEMBERİ

FELEĞİN ÇEMBERİ

Ben seni Venüs gibi sevdim,
Hoş, nazik, güzellikle.
Merkür gibi konuştum seninle,
Yüzeysel ama bilgili.
Ay gibi bağ kurdum seninle,
Anne şefkatiyle birlikte kadınsı.
Mars gibi cesaret ettim sana,
Koşarak geldim yanına.
Jüpiter gibi büyüttüm seni içimde,
Sana koşan adımlarımı da.
Satürn gibi yaşlanmayı seçtim seninle,
Birlikte bilgece öğrenmeyi.
Güneş gibi parlamaya çalıştım seninle,
Egomu yenip ruhumla gelmeye.
Feleğin çemberinden geçtim,
Sen diye diye.

HAYAL

HAYAL

Vapur iskeleye yanaştı
Derin mavi denizde.
İskele sakin ve dingindi,
Sessiz ve ıssız bir ada gibi.
Ağaçlar çiçek açmıştı
Dallarından sarkan sakuralar
Bembeyaz sarmıştı yeşilleri
Bir çiçekçi vardı tam karşısında
Ağaca meydan okurcasına.
Bir çift, el ele tutuşmuş,
Çiçek sokağından geçerken.
Ben ise bir bankta oturmuş bizi anımsarım
Rüyalarımda kapıma ektiğin çiçekleri
Yüzümüze serptiğimiz deniz sularını
Yapamadığımız vapur gezintilerini
Gidilemeyen bir Aşiyan gezisini
İzlenemeyen köprüleri
Edilemeyen sohbetleri.
Ama o çiçekler açmıştı bir kere
Dönüşü yoktu
Ya solacaktı ya da rüzgardan dökülecek.
Ekilen çiçekler rüyalarda kaldı.
Sen ise bir hayal.

İKİ HECE

İKİ HECE

Gittiğim her yere senin ismini yazdım.
Bilirim ki hayatımın uğuru,
Görünmez adamı.
Her ağaç, bitki,
Ve hatta gökyüzü
Artık senin adını sayıklar.
İsminin iki hecesi,
Bu dünyadan geçti.
Bilinsin.

HER ŞEYE RAĞMEN

HER ŞEYE RAĞMEN

Biliyorum kırgınlığını
Neden gelmediğimi merak ettiğini.
Niçin o günlerde orada olmadığımı,
Olamadığımı…
Sen içinde ufak bir neden ararken,
Soru işaretleriyle dolu olduğunu biliyorum.
Biliyorum hüznünü,
Gözlerimden kaçırdığın gözlerinden biliyorum.
Öfkeni biliyorum.
Sen ölmekten korkarken,
Ben orada yoktum.
Bir yanımız acıyla konuşur bunu,
Gözlerinden biliyorum.
Derin deniz mavisi
Gözlerinden biliyorum.
Ben küçük ve cahildim.
Günah çıkarmak mı bu? Asla.
Sadece kendimi affetmenin yolunu arıyorum.
Senin affın mı? Yüzsüzlük…
Belki önemli değil demen yeterli olurdu.
Yada sadece sarılman.
Ama alamıyorum işte zamanı geri.
Sen ne dersen, ne yaparsan yap,
O halimiz o zamanda sıkıştı.
Ve ben bunu hiçbir zaman değiştiremeyeceğim.
Denizin mavisi gözlerinde
Boğulup gideceğim.
Biliyorum.
Ve sen gözlerini kaçırmaya devam edeceksin.
Ben ise her kaçışında o anı tekrar yaşayacağım.
Bunu utanarak paylaşacağım.
Bana koşup geldiğin an
Tüm benliğin, lütfun ve varlığınla oradaydın.
Ve ben bunun altında kaldım.
Senin kadar güçlü olamadım.
Senin kadar güçlü olamadım.
Yanında duramadığım her an için özür dilerim.
Ama kendimden nasıl dilerim?
Bir bilsem…
Adını bile zikretmeye utanırım.
Sen benim en derin aşkım,
En derin yaramsın.
Dua ederim uzun ömrün,
Ve mutlu ölümün için.
Ama ben varlığınla bir olmayı tercih ederim.
Lütfen hep orada ol.
Her şeye rağmen.