Browsed by
Tag: Şiir

BEKLİYORUM

BEKLİYORUM

Bekliyorum şimdi,
İçimde sönmüş bir ışığı.
İnsan gördükçe aydınlanan,
Bir florasan gibi
Bekliyorum şimdi.
Kurumuş bir ağaç gibi
Yeniden filizlenmesini.
Tam oradan büyümesini.
Belki bir çiçek açmasını,
Bir meyve vermesini,
Bekliyorum şimdi.
İçimde kurumuş bir kökün
Toprağa yeniden bağlanmasını
Dallanıp budaklanmasını
Sönmüş bir ışığın
Yer altında yeniden canlanmasını.
Benimle gün yüzüne çıkmasını
Bekliyorum şimdi.
Güneş gibi parlayıp
Günümü aydınlatmasını
Ay gibi geceme konup
Yoluma ışık olmasını
Bekliyorum şimdi.

BOĞA

BOĞA

Ay’ın yüceldiği o yer,
Duyguların mekanla buluştuğu.
Bakımın, bakıcılığın
Bir anneliğin, bir babalığın
En güzel hali.
Serinkanlı, sabırlı, kararlı.
Bir o kadar da inatçı.
Muhteşem hafızasıyla
Ah bir de olsa kendisinin farkında.
Ona verilen gök çantasının içindeki,
Yeteneklerin ve güzelliklerin,
Gökten eline düşmüş güvenin, huzurun,
Ah bir farkında olsa.
Alıp da onları büyütse.
Şaraplar, ziyafetler, güzel kokular,
Sonu gelmez latifeler eşliğinde bir aşk.
Şahane bir kıyafet,
Lezzetli bir yemek.
Ne modacı ne de gurme,
O tüm yeteneklerin doğal sahibi.
Gölgeler içindeyken bazen,
Kıskanç, güvensiz, riskin dibine batan.
Bazen ise sıkı sıkıya olduğuna tutunmuş,
Değişimi reddeden bir boğa.
Sakın kırmızıyı gösterme ona,
Değişime zorlanmış gibi,
Sinirleniverir sonra.
Para, lüks, güzellik,
Güvenli huzurunun bir parçasıdır oysa.
Ah bir de olsa kendisinin farkında,
Yetişse tüm yetenekleriyle doğada.

AKREP

AKREP

Bir tohum,
Çürüyen yaprakların altında.
O günü bekleyen,
Toprağın en temiz haliyle,
Güne merhaba demeyi.
Eşsiz güzelliğiyle,
Yaş toprağın içinden,
Beyazlar içinde yeşillere uyanmayı,
Beklemiş bir tohum.
Sonbaharın gelmesiyle,
Siyaha çalan,
Çürüyen bedeni,
Sararmış yaprakların altında,
İşte o günü bekler.
Rüzgar eser,
Toprak arınır.
Kuru yapraklar, yerini
Tözlere bırakır.
Beklemiş bir tohum,
Uyanır yeşillere,
Çöplerinden arınmış toprağa.
Kendine üs belirlemiştir toprağını.
Orada kök salmıştır bir kere.
Ölmüş bir yaprağın altındaki o tohum
Arınmış toprağın bir bireyidir artık.
Eşsiz güzelliğiyle,
Yağmurun son damlasında,
Çıkarır bedenini yeryüzüne.
İşte o tohum,
Bir mevsim beklemiş,
Küllerinden yeniden doğmuştu.
Bir tohum misali insan,
O mevsim gelince,
Bazen yeniden doğmak için,
Bazen nesiller için,
Bir akrep misali,
Bir anka kuşu gibi,
Çürüyen yaprakların altından,
O günü bekleyerek geleceğe bakacak.
Kaç mevsim sürerse.
Ağacın dalında çürümeyi bekleseydi,
Sırf düşmemek uğruna,
Kim yeşerirdi bir mevsim sonra?

PARLA

PARLA

Ben bakacağım
Sen anlatacaksın
Hiç tanımıyormuş gibi yapacağım
Yıldızlar gibi parlayacaksın
Sen kaybettiğin ümidinle
Yeniden doğacaksın
Bir anka kuşu gibi
Parlayan teninde
Bir yıldız eksikse
Gelirim bir yıldız gibi kaymaya
Kurşunlar saplanır göğsüne
Karanlıklar düşer zihnine
Ama ben yine bakacağım
Sen anlatacaksın
Yıldızlar gibi parlayacaksın
Hadi resmet hayatını
Kendini anlat
İçinde benim olduğum
Karala bir şeyler
Yıldızlar gibi parlayan
İçinde aşkı tarif ettiğin.
Bedeninden ibaret sandığın
Sevgiyle yoğrulan ruhun
Ama senin asla farkında olmadığın
Kaybettiğini sandığın ümidin
Bildiklerinin üzerini çizecek
Bir yıldız gibi parlayacaksın
Ben bakacağım
Sen anlatacaksın

YENİDEN

YENİDEN

Kanatlarımı inşa edebilirim
Kuş gibi uçabilirim
Gökyüzüne varabilirim
Renkleri içime çekebilirim
Meleklere dokunabilirim
Her biriyle oyunlar oynayabilir
Göremediğin renklerden sana bahsedebilirim
Her birini karıştırıp
Bir yenisini elde edebilirim
Kanatlarımı inşa edebilirim
Bir kuş gibi uçabilirim
Göğün yüksekliğini
Kendi küçüklüğümü
Uzaklardan görebilirim
Doğanın yeşilini
Denizin mavisini
Özgürlüğümün rengini
Sana anlatabilirim
Gözünü kamaştıran ışığın parıltısını
Bir yıldızın parlaklığını
Gözlerimden anlatabilirim.
Dilediğim gibi yürüyebilmenin
Ve bazen durmanın
İşte, o yerde kalmanın
Kuşlar kadar özgürken
Doyasıya anlatabilirim
Gördüğün bir gökkuşağında
Çocuklar gibi eğlenen ruhumu
Sana anlatabilirim
Kanatlarımı inşa edebilirim
Kuş gibi uçabilirim.
Yeniden ve yeniden.